Girişimci Kafası

Kurumsal bir firmada maaşlı çalışmak mı yoksa “Kendi İşinin Patronu Olmak” mı?

Her şey bir adım atmak ile başlar, atacağımız adımlar orta ve uzun vadede geleceğimizi şekillendirmekle beraber aynı zamanda yaşam amacımızı da belirler.

Her birey hayata eşit koşullarda başlamaz, sahip olduğumuz ailemiz, doğduğumuz şehir, arkadaş çevremiz ve okuduğumuz okul dahil olmak üzere koşulları belirleyen birçok kriter mevcuttur. 

Koşullar her ne kadar hayat gayemizi belirleyici olsalar da esas olanın bireyin iç dünyasındaki çatışmalar olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir.

Ticaret ile uğraşan bir aileye mensup bir birey “para kazanma” olgusuyla erken yaşlarda tanışır, her ne kadar çocukluğu ve gençliği ailece sahip olunan işletme içinde geçmiş olsa da kişinin düşüncelerinde bazen bu karmaşanın içinden çıkıp sevdiği işi yapma gayretleri görülür.

Kimi bireyler ise bu durumun aksine sahip olmadığı bu işletmenin içinde veya başında olabilmeyi hayal ederek gelecek planlaması için adımlar atmak ister.Zor olan bazen kolaydır, kolay görünen bazen zordur.

Üniversitenin son senesi geldiğinde birey aşırı bir baskı hissi ile kendi hayat gayesinin ne olduğunu sorgulamaya başlar daha çok, artık eğitim hayatı neredeyse bitmek üzeredir, seçim için zamanın daraldığını iyiden iyiye hissetmektedir.

Soru şudur… Peki şimdi ne olacak?

Girişimcilik; zihninizdeki düşünceyi ve iş planını fikir yürüterek hayata geçirmek, kendine bir hedef koymak, başlangıç noktasından hedef noktasına kadar emin adımlarla ve kararlılıkla kendini geliştirerek sürekli ilerlemektir. Bu yolda ön önemli kriterler hedefi koymak ve sistematik olarak hedefe yürümek ardina bakmadan daima ileri bakarak asla vazgeçmemek ve karşılaşılan her bir engeli bir fırsat olarak değerlendirip onla mücadele etmektir.

Koyduğunuz hedefe giden yol gerçekten engebeli ve engellerle doludur aynı zamanda kitlendiğimiz hedefe doğru yürürken destek bekledikleriniz size sürekli başaramayacağınızı söyleyecekler hatta ve hatta diğer insanlar gibi sabit bir işe girip düzenli bir maaşınızın  olmasının olmazsa olmaz doğru bir kural olduğunu her aşamada size önerecekler.

Peki siz ne istiyorsunuz? Hedefiniz ne? Hangi seçeneği değerlendireceksiniz?

Yeni mezun biri olarak maaşlı çalışan olmayı seçtiğinizi varsayalım, süreç nasıl işler… Ülkemizde kurumsal bir firmada deneyimsiz bir kişinin iş bulma olasılığı eş dost referansı ile doğru orantılıdır, hiçbir kurumsal firma sizi kara kaşınızın kara gözünüzün hatırına işe almaz, ne demek istediğimi yapacağınız sayısız iş başvurusu ve eğer davet edilirseniz mülakat görüşmeleri esnasında anlayacaksınız, diyelim işe kabul edildiniz, size sunulacak mali ve sosyal hakları sizin belirleme şansınız var mı, söz gelimi siz halihazırda iş deneyimi olmayan yeni bir çalışansınız, deneme süreciniz ve sonrasında bir ihtimal performansınız doğrultusunda işe kabul edileceksiniz ve ilk iş maceranız başlayacak. İşe kabul edildiğinizde çok mutlu olacaksınız hayallerinizi gerçekleştirmek için ilk adımı attınız ya sonrası?

Hangi sektörde olursa olsun kapitalizm tek bir kuralla çalışır, kazanmak için her yol mubahtır, kazan kazan ilkesi.

Okul ve aile hayatınızda öğrendiğiniz bir çok şeyi sorgulamaya başlarsınız ilk etapta, size anlatılanların sadece hikayeden ibaret olduğunu çoğu önem arz eden konunun aslında sadece kağıt üzerinde var olduğunu gerçek hayatta karşılığının olmadığını fark etmeniz uzun sürmez ve sorgulamaya başlarsınız yeri geldiğinde üstlerinizle fikir çatışmaları başlar, fikirlerinizin önemli olmadığını, kuralların ezici gücünü hissedersiniz ve bir süre sonra sabah kalkıp işe giderken ayaklarınız ne hikmetse geri geri gitmeye başlayacaktır, bildiniz günler sonra fark ettiniz ki bu iş sizi mutlu etmiyor ve yeni bir iş arayışına girdiniz ama bu arayışınız bile birileri tarafından sakıncalı bulunabilir, kendinizi kapı önünde her an bulabilirsiniz. Çok mu karamsarım ne dersiniz? Tam aksini düşünelim isterseniz. Başladığınız işte her şey yolunda, siz aşama aşama deneyim kazanarak yolunuza devam ediyorsunuz, kariyer fırsatları da sunuyor işvereniniz, sosyal imkanlarınız da gayet geçerli ve yeterli, maaşınızı tam zamanında ve istediğiniz miktarda alıyorsunuz, bu kaç sene sürdürülebilir bir durum bunu hiç düşündünüz mü, bir çok çalışanın aynı şirkette farklı kademelerde uzun süre çalıştıktan sonra aklında ne gibi düşünceler olur, yeni hedefler koyar mı?

Derler ya “Bütün yollar Roma’ya çıkar”, iş hayatında da bütün yollar bir gün iş yerinin kapısının önüne çıkar, bu kaçınılmaz sonu herkes ömründe bir kez olsun yaşamıştır, tecrübelerle sabittir. Madem tüm yollar Roma’ya çıkıyor o kapının sizin kendi işinizin kapısı olmasının ne gibi avantaj ve dezavantajları vardır.

Maaşlı bir çalışanın işi rast giderse  bütçesine göre düzenli bir hayat yaşar, orta ve uzun vadede birikim planları yaparak uzun zaman sonra eğer işini kaybetmezse hedefini gerçekleştirebilecek sermayeye risksiz ulaşabilir, ama bir şeyler ters giderse kendini kapı önünde bulduğunda yeni bir iş aramaktan başka bir seçeneğinin olmadığını görür, çoğunlukla daha alt basamaktan tekrar başlamak zorundadır. Uzun süre yeni bir is bulamadığında ise elindeki birikimi de eriyip gidecektir, tecrübe ile sabittir.

Peki yeni mezun birisi kendi işinin patronu olmaya karar verirse ne olacaktır?

İlk karşılaşılan soru şudur, ama ben hiç bir şey bilmiyorum ki, nereden başlayacağım?

Maaşlı bir çalışan olarak ilk işinize başladığınızda durum farklı mıdır? Hemen hemen benzer bir durumdasınız, tek fark hedefinizdir. Kendi girişiminizi başlattığınızda kuralları siz koyarsınız, ne iş yapacağınıza, ne kadar sermaye ile bu işe gireceğinize, hedefinizin aşamalı olarak ne olacağına siz karar verirsiniz, sora sora bağdat bulunur denmiştir, dijital çağda sormak öğrenmek eskiye göre daha basit hale gelmiştir. En büyük artınız ise başarılı ya da başarısız olun bu durum size okullarda öğrenemeyeceğiniz bir deneyim sağlayacaktır, her başarısız girişimcilik hikayesi ilerde adından söz ettirecek başarili bir girişim hikayesinin altyapısını oluşturacaktır.

Her şey sizin elinizde, sizin seçiminiz hayatınıza yön verecek, unutmayın maaşlı bir çalışan olarak hedeflerinizi gerçekleştirme olasılığınız gerçekten çok düşük bir olasılıktır ama bir girişimcilik hikayesi ile hayatınızın amacına ulaşabilme ihtimaliniz daha yüksek bir ihtimaldir, cesaret önemlidir, cesur olun, ilk adımı atın, göreceksiniz, her düştüğünüzde yeniden kalkmak için daha çok işinize sarıldığınızı kendiniz deneyimleyeceksiniz.

Hayallerinin peşinden koş, eğer bugün aklında olan bir fikrin var ise durma hemen şimdi hayata geçir, hayat çok kısa, keşke dememek için hayallerinin önündeki engel sadece zihnindir, zihnini ve aklını özgürlestir.

Bu hayat senin…

 

Yorum yap:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[borgholm_core_section_title tagline="oh hello you" title="Award-winning creative agency." subtitle="Delivering high-quality projects for international clients. Ask us about digital, branding and storytelling." line_break_positions="1" disable_title_break_words="no" special_style_positions="2" title_tag="span" subtitle_margin_top="29px" enable_text_custom_styles="yes" text_color="#000000" _element_width="initial"]

GENERAL INQUIRIES
borgholm@qodeinteractive.com

SOCIAL MEDIA