Girişimcilik, Gençlerin Üniversiteye Bakışını Değiştiriyor

Ülkemiz sınırları içerisinde her şehirde bir hatta birden fazla üniversite olması ile birlikte eğitim çok geniş bir alana yayılmaktadır. Her zamanki seyrinde giden bu süreç salgın neticesi ile değişime uğramıştır. Tüm düzenin dijital ortam üzerinden yürütülmesi özellikle gençler tarafından bir sorgulama yapılmasını sağlamıştır.

Üniversite sayısının az olduğu zamanlarda üniversite mezunu olmak çok büyük anlamlar ifade etmekteydi. Ancak günümüzde üniversite mezunu olan kişilerin sayısı milyonları bulmaktadır. Öyle ki üniversite mezunu olmuş ancak bitirdiği bölüm alanında iş bulamayan kişiler sorgulamaları neticesinde ikinci, üçüncü üniversiteyi okuyup bitirmeyi hedeflemektedir.

Geçen zaman içerisinde işsizlik sorununun baş göstermesi, üniversite mezunu sayısının artması üzerine salgın da gelince sorgulamalar ortaya çıkmıştır. Birçok genç özellikle sosyal medya üzerinde dolaşan girişimcilik örnekleri karşısında ‘boşuna okuyoruz’ gibi düşüncelere kapılmaktadır. Eğitimin özellikle dijital ortam üzerinde iyice değersizleşmesi başka yolları düşünmeye ve adım atamaya sebep olmaktadır.

Üniversite Mezunu Olmak Ne Derece Önemli?

Büyükler tarafından okuyamamanın eksikliği kendi çocukları ve torunları üzerinde okuma baskısına dönüşmesine sebep olmuştur. Yapamadığını sevdiği bir birey tarafından tamamlanmasını sağlayarak aslında psikolojik olarak bir rahatlama ve çıkar söz konusu olmaktadır. Her ne kadar belirli bölümler için okumak ve mezun olmak önemli olsa da genele vurulduğunda üniversite öğrencileri bu konu ile hem fikir olmamaktadır.

Mezun olmanın getireceği bir maddi gelir ve maneviyat açısından rahat bir hayat sunmayacağına dair görüşlerin sayısı günümüzde oldukça fazladır. Ünlü girişimcilerin hikayelerinin da giderek artması ve keşfedilmesi ile sorgulamalar artmakta ‘üniversite mezunu olmak ne derece önemli?’ sorusunu gündeme getirmektedir. Eğitim kalitesini yetersiz bulan ve sonucunda istediği hayata kavuşamayacak olan kişiler girişimcilik alanında adımlar atmayı hedeflemektedir.

Eğitimsiz Ancak Dünya Devi Girişimcilik Örneği

Üniversite üzerinde yoğunlaşan bu sorgulama sadece bu alanla da kalmamaktadır. Birçok eğitimci de bu noktada verilen eğitim düzeyi ve sistemin gerekli şekilde oluşturulmadığında hem fikirdir. Sistemin tamamen dijital ortama geçmesi ile ilerleyen yıllar içerisinde ciddi kayıpların oluşacağı düşünülmektedir. Ancak bu durumu bir yandan çok da önemsemeyen kişiler bulunmaktadır. Girişimci ruha sahip olan bu kişiler önemli olanın eğitim olmadığını düşünüyor.

Girişimcilik konusunda ilk sıralarda anlatılan Facebook örneği konu için verilebilecek en iyi örnekler arasında yer alıyor. Mark Zuckerberg, üniversite eğitimi sırasında eğitimini bırakması ile birlikte girişimciliğe bürünmüş ve Facebook gibi senelerdir sosyal medya üzerinde etkin olan bir şirketin temellerini atmıştır. Keza ülke sınırları içerisinde de eğitimsiz olup ciddi sermayelere sahip şirketlerin kurulduğu da bilinmektedir.

Eğitim almadığı halde geliştirilen girişimcilik örnekleri bununla sınırlı kalmayarak genişletilebilmektedir. Pandemi dönemi içerisinde özellikle gençlerin sosyal medya vasıtasıyla birçok girişimcilik örneğine yol açtığı görülmektedir. Üstelik bunun için çok ciddi bütçelere bile gerek duymadan sadece doğru bir rota eşliğinde gidildiği bilinir. E-ticaret bu anlamda sıklıkla başvurulan alanların birisidir.

“Özellikle, dijital ortamlarda fikir olarak başlayan, sonradan büyüyen ve girişimin artık yeni ekip arkadaşlarına ihtiyaç duyduğu zamanlarda, sahip olunan diploma ve eğitim seviyesi eskisi kadar önemli değil. Birçok start-up seviyesindeki girişim, ihtiyaç duydukları ekip arkadaşını aramaya koyulduklarında, kişisel gelişimi ve yaratıcılığı, ekip içi uyumu ve yenilikçi fikirleri her şeyden daha fazla ön planda tutuyor.” sözleri ile Gülten, aslında üniversite gençliğinde değişen bakış açısını, son derece açık şekilde anlatıyor.

Üniversiteliler Eğitimlerinin Yanı Sıra Girişimcilik Adımlarını Genişletiyor

Üniversite eğitimin yanı sıra sosyallik ve kişisel gelişim adına da bazı fırsatları sunabilmektedir. Tabi bu durum her üniversite için geçerli olmayabilmektedir. Okuldan bağımsız olarak edinilen çevre ve fikirsel açıdan sağlanan genişlemeler neticesinde girişimci ruhlar gün geçtikçe artmaktadır. Gelen yeni nesil içerisindeki girişimcilik isteğinin geniş olması Kaan Gülten tarafından yapılan açıklamaları da doğrular niteliktedir. Girişimci olma yolunda ilerlerken doğru kaynakları değerlendirmek ve kendine güven oluşmasının yeterli olacağı düşünülmektedir. Fazla yatırım bütçesine sahip olmadan eğitim gerektirmeden de birçok alanda faaliyet göstermek mümkün kılınmaktadır. Okulu bir zorunluluk görmenin ötesine çıkararak kişilerin kendini aktif kılacağı alanlarda göstermesi uzmanlar tarafından önerilmektedir. Girişimci olmak, eğitim almayı değil; deneyim ve biraz cesareti gerektirmektedir.